Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

The Crown neden tartışma yarattı? 5. ve 6. sezonda bizleri neler bekliyor?

Resim
Tarihi olaylar ve entrikalar dikkatimi çektiğinden favori dizilerimden biri elbette The Crown. Dizi oldukça popüler olmakla birlikte son günlerde Birleşik Krallık'ın Kültür Bakanı dahil olmak üzere pek çok kişi, dizinin bölümleri başlamadan önce ''gerçek olmadığı, kurgu olduğu'' uyarısının gelmesi gerektiğini söylüyor. İlk 3 sezonda böyle bir sorun yokken neden 4. sezon sonrası ortalığın karıştığını insan ister istemez merak ediyor. Nedenini anlamak için popülarite anketlerine bakmak yeterli olur sanıyorum. Prenses Diana, boşanma sürecini başlatan Panorama röportajında Prens Charles'ın değil, oğlu Prens William'ın kral olmasını istediğini söylediğinden beri İngilizlerin favori anket konularından biri bu. The Crown'un yeni sezonu sonrası yapılan anketler Charles'ın 5 puan birden düştüğünü, William'ın 8 puan önde olduğunu gösteriyor. Charles'ın -kral olsa bile- saygı duyulan bir kral olması artık imkansız gibi görünüyor. Ve henüz boşanma aşamas

Kraliçe, Thatcher, Prenses Diana ve The Crown

Resim
The Crown'un 4. sezonunu Kraliçe, Thatcher ve Prenses Diana gibi etkileyici kadınları izleyeceğimiz için oldukça merakla bekliyordum. The Crown oldukça özenli bir şekilde çekilen; kostümlerin, dekorların, müziklerin, hatta diyalogların bile muhteşem kalitede olduğu bir dizi. Yine de sezonu bitirdiğimde bir şeyler eksik kaldı benim için. Karakterlerin her yönünü göstermek, onlara fırsat vermek isterken hiçbirine veremediklerini düşünüyorum. Neden anlatayım. Kraliçe'yi ele alalım. Bugüne kadar politikaya karışmamaya çalışan Kraliçe'nin Commonwealth üzerinden kendi başbakanı ile çatışmasını izledik. Kraliçe, Afrika'da bir diktatöre ekonomik yaptırımlar uygulanmasını istiyor ama Thatcher bunu kabul etmiyor. Sonraki konuşmalardan Thatcher'ın oğlunun Afrika ile ticarete atıldığı ve ekonomik bağlantıları nedeniyle böyle bir karar almış olabileceği laf arasında bize veriliyor. Ama o kadar laf arasında ki izleyenleri çoğu kaçırmıştır. Oysa Kraliçe'nin başbakanına karşı b

Nedir bu güçlü kadın karakter? (Bir seyirci olarak beklentilerim)

Yerli dizi ve filmlerde “güçlü kadın karakter” görme isteği seyircilerin ve oyuncuların ortak isteği sanırım. Ne zaman bir oyuncu röportajı okusam buna rastlıyorum. Seyircinin bir kısmı da bunu bekliyor. Dünyada hızla yayılmaya başlayan bu akımı ise senaristlerimiz pek sevmemiş gibi görünüyor. 1982 yapımı İffet filmindeki kadın karakter anlatımı ne yazık ki günümüzde halen popüler. Bu gericiliklerini bir türlü anlamasam da uzun süre İffet’e devam edemeyeceklerini biliyorum. Şu bir gerçek, gençlik nereye gidiyorsa dünya oraya gider. Ve gençliğin İffet izlemek istemediğine eminim. En azından ben istemiyorum. Seyirci olarak benim kafamdaki güçlü kadın karakter ile senaristlerin aklındaki güçlü kadın karakter olgusunun oldukça farklı olduğuna inanıyorum. Senaristlerimiz yerli dizilerde topuklu ayakkabılar giyip ona buna laf sokan kadınları güçlü olarak adlandırıyorlar. “Özgürce dilediği kıyafeti giyebilmek” ve “susmamak” güçlü kadınların bir imgesi olsa da Y kuşağından bir seyirci olarak g

Çağlar Ertuğrul ve Deniz Baysal tekrar aynı dizide olmasın lütfen!

Resim
Çağlar Ertuğrul ve Deniz Baysal'ın tekrar aynı dizide (Teşkilat, TRT) oynayacak olması geçen hafta aldığım en korkunç haberlerden biri sanırım. Bu ikilinin daha önce partner olmuş olması bile şu eşlemeyi engellemek için bana göre yeterli sebep. Çünkü bir Türkan Şoray ve Kadir İnanır değilseniz ikinci kere partner olmak çok çok çok zordur. Ya seyirci oyunculara ve tepkilerine alışır ve sıkıcı gelir. Ya da hiç alışamaz, farklı ve garip gelir. Bunu çok az oyuncu aşabilmiştir. Dünyanın en pozitif insanı olup, bu ikilinin bunu aşıp aşamayacağını görmeyi merak ediyorum demek isterdim ama ikinci kere aynı dizide olmasının asıl korkunç yanı bu değil.  Dünyanın her yerinde oyuncular tanıtım çekimleri yapar, fotoğraflar paylaşır, sosyal medyadan şakalar yapar, birlikte programlara çıkar. Bunlar adı show business olan bir sektör için oldukça normal aktivitelerdir ve ''mesleğin gereği'' olarak yapmaları beklenir. Biz oyuncuların bunları içlerinden geldiği için yaptıklarını düşü