Güçlü kadın karakterler gerçekten izlenmiyor mu?

Son zamanların favori tartışma konularından biri bu değil mi? Güçlü kadın karakterler... Tüm genç oyuncuların röportajlarında oynamak istediğini söylediği, senaristlerin yazmak istediği, izleyicilerin izlemek istediği... Ama bir türlü olmayan...

“Bizim millet sevmez öyle ayakları üzerinde duran güçlü kadınları. Valla aç bak bütün dizilere bütün kadınlar sümük gibi. Boynun bükük olacak, böyle ezik bakacaksın falan. Biz mağdur severiz ya... Öyle olsaydın şakşakcın çok olurdu."

Twitter’da takip ettiğim hesaplardan biri olan beklenenkral hesabının paylaştığı, Zemheri isimli dizinin içinde geçen yukarıdaki diyalog dikkatimi çekti. Güçlü kadın karakter izlemek isteyen izleyicilerden biri de benim. Açıkçası Zemheri dizisini oyuncu seçimleri berbat olduğu için izlememiştim. Bunu görünce güçlü kadın karakter gerçekten beğenilmedi mi diye üzüldüm, merak ettim ve dizideki kadın karakter hakkında ufak bir araştırma yaptım.

Mimar olan bu karakterimizin meslek sahibi olarak yazılması ne kadar güzel, değil mi? Ama fazla heveslenmeyin, çünkü hikayesi şöyle devam ediyor: haksız yere hapse giren babasını kurtarmak için, babasının hapse girmesine neden olan eski sevgilisinin çalıştığı şirkete girip, o arada şirketin patronu olan diğer erkekle evleniyor. 

Şimdi ben buna ne diyeyim? Kendine ait bir hevesi, amacı olmayan; üç erkek karakterin etrafında bir o yana bir bu yana sallanan bu karakter neden güçlü? Dayak yemediği için mi? 

Bir erkek için başka bir erkekle evlenen, başka bir erkek için fedakarlık yapan... Erkeklerin tüm günahlarının yükünü çeken... Tamam, elbette alt yapısı vardır fakat bu kadının neden kendine ait bir hayatı yok? Mesela “şirketin başındaki mimar olmak, kendi mimarlık ofisini kurmak”  Ben bir kadın olarak bunu anlayabilir, empati yapabilirdim. Ama elbette yazılmamış. Çünkü tövbe haşa, kadınlarımızın, erkeklerin etrafında dönmekten başka bir amacı olamaz.

Bu tip senaryolara bir başka örnek ise dünyanın en kötü senaristi Sırma Yanık elbette. Kardeş Çocukları dizisinde “ressam olma” hayali olan bir kadın karakter yarattıktan ve sevdirdikten birkaç bölüm sonra karakterin amacını değiştirmiş, “para, ün sahibi olmak, teyzesine benzemek” gibi üfürükten bir amaç uydurmuştur. Sonuç olarak seyirci karakterden nefret eder hale gelmiştir. Peki seyirci mi suçlu şimdi?

Dayak yemeyen ya da istediği gibi giyinme özgürlüğü olan kadın karakterler yazılması elbette güzel. Ama olay bu mu? Yani bunlara sahip olunca güçlü mü oluyoruz? Ben bu konuda Murat Soner’e katılıyorum. Güçlü kadın göstermek istiyorsanız iş dünyasından başlayabilirsiniz. Ben ekonomik özgürlüğü olmayan bir kadının, güçlü bir kadın olabileceğini düşünmüyorum. “Kendi ayaklarının üzerinde duran kadın” diyorsanız o “ayakları” göstermeniz gerek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Teşkilat - Ana karakteri yok etmek mi, yok saymak mı?

Çağlar Ertuğrul ve Deniz Baysal tekrar aynı dizide olmasın lütfen!

Teşkilat: Biraz parlayan kadın karakterlerin hazin sonu... Anlamlı hikayeler kurmak yerine mış gibi yapma hastalığı...